Makaleler
Çağrı Bey'in Anadolu Seferinin 1000. yılı
Çağrı Bey, Oğuzlar'ın Kınık Boyu tarafından kurulan Selçuklu Devleti'nin Kuruluş Dönemi hükümdarlarından Tuğrul Bey'in kardeşidir. İslâmiyet'i büyük bir heyecanla kabul etmiş olan Kınık Boyu, bir yandan Oğuz Yabguluğu'na karşı bağımsızlık mücadelesi verirken diğer yandan da çağın en güçlü devletleri olan Gazneliler ve Karahanlılar arasından sıyrılarak varlık mücadelesini sürdürmeyi plânlıyor.
 İşte o zor günlerde tarihin en olağanüstü ve en önemli olaylarından biri sessizce gerçekleşecektir. Aral Gölü'nün kuzey doğu kıyısında bulunan Cent şehrinden 3 000 atlı Çağrı Bey komutasında sefere çıkıyor. 1015 yılında başlayacak olan ve 1021 yılında sona erecek olan bir sefer. Düşman devletler arasında binlerce kilometrelik yol. Anadolu'da deniz havasını koklayacak ve şükür namazını kılacak kadar bir bekleyiş … Baskınlar, savaşlar, yazlar, kışlar… Ve altı yıl sonra Cent'e dönüş. Çıkıştaki duygu ve kararlılık kadar güzeldir Çağrı Bey'in müjdesi; “ Bizim için ebedî yurt tutulacak yerdir orası.” Bütün yüzleri batıya çeviren, Anadolu özlemini gönüllerde tutuşturan, Oğuz Kağan'ın; “ Denize ulaşın.” Buyruğunu hatırlatan müjde… Artık hedef belirlenmiştir. Dandanakan, Pasinler, Malazgirt, Miryakefalon bu kutlu hedefin, bu müthiş plânın sağlam adımları olarak tarihe kaydedilecektir.
 Çağrı Bey'in ; “ Oralarda bize karşı koyabilecek bir güç yoktur.” Sözündeki gerçeği  her defasında o­naylayacak savaşlar yapacak olan Bizans İmparatorluğu, nihayet 1453 te tarihe karışacaktır.
 Size kısaca özetlediğim sessiz ve etkisi o kadar derin olan bu olağanüstü olay ne yazık ki tarih araştırmalarımız ve öğretimimizde de sessizliğini korumuştur. Şimdi önümüzde altı yıllık bir süre var. Çağrı Bey'in altı yıllık olağanüstü olayını bu altı yılda anlayabilecek ve anlatabilecek miyiz?
 Bin yıldır Anadoludayız.
 Tam bin yılda bütünleştik Anadolumuzla.
 Ve bin yıldır Anadolu'yu bize mezar yapmak isteyenler var.
 Çanakkaleler, Sakaryalar…
 Minarelerden sustursalar ezanı, ırmaklarımız ezan sesini çağıldar, rüzgârımız ezan sesine uğuldar. Göklerden indirseler bayrağımızı çiçekler bayrak renginde açar, yıldızlarımız hilâlle kucaklaşır. İnsanı özenle yaratan Allah… Türk'ü İslâmla bütünleştiren Allah… Ve en güzel ülkeyi bize yurt eden Allah…
 Bu ülke bizim. Bu cennet yurt bizim… Zorkun bizim… Sarıbitbitiler çam dallarının ucunda bizim için söyler şarkılarını. Bahrat bizim için kaynar, göç çiçekleri bizim için açar. Bu yayla, bu dağlar bizim… Yeter ki biz, bizliğimizi, değerlerimizi unutmayalım.